Trablusgarb vilayeti ve Fizan, Osmanlı’nın son zamanlarında neredeyse tamamen bir sürgün yeri olarak kabul ediliyordu. Elinizdeki kitap okuyucularını, bugün Libya toprakları içinde yer alan Trablus ile daha güneydeki Fizan’ı ve aradaki çöl yollarını göstermek ve tanıtmak üzere uzun ve takat kesici bir sahra yolculuğuna çıkarıyor.
Birkaç Osmanlı sancağının en son merkezi olan Trablus vilayeti, geniş mezralarıyla eski Roma’nın zahire ambarıydı. Halen sahil boyunca ve içeride sahralara doğru yayılıp giden ve geniş bir arazi parçasını kaplayan antik Roma harabeleri, su bentleri, vadi yataklarındaki set kalıntıları, şimdi yakıcı sahra güneşleriyle kavrulan bu kıtanın parlak ve mesut bir geçmişi olduğuna tanıklık eder.
Cami Baykurt, kendisini uygar sayan bir dünyanın merhametsizlik ve bilinmezlik perdesiyle uygarlıktan uzak göstermeye çalıştığı Afrika üzerindeki bu perdeyi kaldırmaya ve örtünün arkasını hükümet merkezine ve vatandaşlarına göstermeye çalışıyor. Bugün ise bu topraklar bizim çok uzağımızda artık.
Çölü, çöl hayatını ve çöl insanlarını bütün yönleriyle ortaya koyan bir kitap…