Osmanlı İmparatorluğu’nun geçirdiği bunalımlı dönemlerden biri olan Lale Devri paralelinde Asya ve Avrupa'da da önemli olaylar meydana gelmekteydi. O dönemde İstanbul'da sefir olarak bulunan Venedik elçileri, Osmanlı'ya mahsus bir buhran karakterinin ipuçlarını haber vermekle birlikte imparatorluğun genel siyasi profili hakkında da son derece etkili gözlemlerde bulundular. Ayrıca elçiler, düzenledikleri raporlarda diplomatik ilişkilerin perde arkasını gayet esprili ve iğneleyici bir üslupla dile getirmişlerdir. Bunların sonucunda ise karşımıza bilinen Lale Devri imajından çok daha farklı bir ‘Lale Devri’ panoraması çıkıyor.
“Kapısında rüşvetçi ve rezil bir adamın nöbet tuttuğu hiçbir yer yoktur ki o kapı ‘altın’ anahtarıyla açılmasın…”
(Daniela Dolfin, rapor 31)