İnsanların paylaştıkları ve tevarüs ettikleri en değerli birikim, ilimdir. Bu birikim bazen sonraki nesillere aktarılamadan bizzat değeri üretenler tarafından yok edilmiş bazen de mahkûm edilmiştir. Osmanlı ilmî mirası da bu mahkûmiyetten nasibini almış, çeşitli nedenlerle bu büyük medeniyetin hafîdleri, ecdadının bıraktığı ilmî mirastan, kültür ve medeniyetten yeterince nasiplenememişlerdir. Bu sebeple çalışmamız, Osmanlı ilmîmirasının günümüze aktarılmasına mütevazı bir katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Anadolu’daki şerh faaliyetlerine bakıldığında görülür ki, bu genel olarak hadîs tarihindeki şerh ve haşiye dönemine denk gelmektedir. Bu çalışmalar umumiyetle medreselerde ve dârü’l-hadîslerde okutulan kitaplar üzerine yapılan çalışmalardır.
Osmanlı Devleti’nin zirvede olduğu bir dönemdeyaşayan,II. Bayezid döneminde saray hocalığı yapan Hayreddin Atûfî, medreselerde okutulan kitapların çoğuna yazdığı şerh veya haşiyelerle medrese müfredatına vukûfiyeti ile tanınan, aynı zamanda Amasya dârü’ş-şifâsında hekimlik yapmış olan, çok yönlü ve tenkitçi kişiliği ile maruf bir âlimdir.
Bu çalışma ile, Hayreddin Atûfî’nin-muhtemelen- ölümüne iki yıl kala tamamladığı ve en kapsamlı eseri olan Keşfü’l-Meşârik adlı şerh çalışması çerçevesinde hadis şerhçiliğine olan katkısı ortaya konulmaya çalışılmıştır.