Karşılıklı suikastlar devresi başlamıştı ama korkmuşa benzemiyordu.
Namazlarda sesli olarak bu yolda öldürülmek için dua ederken Humeyni’ye uzun ömür diliyordu. 1988’in 5 Ağustos’unda duasının ilk kısmı kabul oldu. Medresesinde gece geç saatlere kadar hesap kitap işleriyle ilgilenmişti. Yeni gelen humus paraları vardı, ayrıca “Dubaili müminler” Gilgit’teki Sünnilerle olan çatışmalara yetiştirilmek üzere acil havale yapmışlardı. Yardımın ulaştırılması için gecenin 2’sinde adamlarına talimat vermişti. Sabah namazını kılmak için medresenin camiine giderken yanında koruması yoktu, belki bir iş için onu da başka bir yere göndermişti.
İki suikastçı açık unutulan kapıdan medreseye sızmış, dosdoğru onun odasına gitmişti. Davetsiz misafirleri üst katta iken kendisi alt katta idi ve suikastçılarının daha fazla aksiliğe tahammülleri yoktu. Tek el bile olsa ateş etmeliydiler. Tek kurşun, kalbe. Şii ravilere göre suikastçı daha da ateş etmek istemişti fakat eline felç girmiş, sonraki yıllarda da felçli kalmıştı. “Ateş edebilmek için onun yüzündeki nura bakmaması gerektiğini bildiğini” militana “itiraf” ettiren aynı raviler felçteki gecikmenin sebebini açıklamıyorlar. Nasıl olur olsun, 42 yaşındaki hüccetülislam ambülansta son nefesini verir.