Fetihten sonra Göynük’e yerleşen Şeyh Akşemseddin Hazretleri, 1459 yılının Şubat ayında yetmiş yaşlarında Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine nail oldu. Bu gönül insanı, geride hiçbir mal ve mülk bırakmadan gönüllerde yer tuttu. Onun mirası, sadece insanlığa hizmet, gönüllerde iz bırakmak ve yüce yaratıcının iyi bir kulu olmaktı. Allah’ın yardımıyla bunu da başardı.Yüce Allah’tan kendisine rahmet diler, himmetinden bizleri uzak kılmamasını isteriz… Akşemseddin Hazretleri üzerine dünyada kaleme alınan en
önemli özgün eser hiç şüphesiz Göynüklü Kadı Emir Hüseyin Enisî tarafından kaleme alınan ‘Menâkıb-ı Akşemseddin’ adlı eserdir. Bu eser tarafımızdan neşredilmiş olup, milletimizin istifâdesine sunulmuştu. Şimdi ise, ikinci menâkıb olan ‘Tuhfetül- İhvan’ adlı bu mütevazi eseri, milletimizin istifâdesine sunuyoruz. Cenâb-ı Hak’tan samimiyet ve afiyet diler, niyetimizin iyi olmasını temenni eder, bu yoldaki samimi duygularımızın, ve başarılarımızın daim olmasını, yüce yaratıcıdan niyaz ederiz…