Batılı emperyalist güçler, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayıp ortadan kaldırdıktan sonra o toprakların üstünde kurdurup ilân ettikleri sözde İslâm devletlerine, Lozan’da da Türkiye’ye bir yalanı kabul ettirdiler: “Artık haçlı seferleri bitti.”
Bu ülkede “Batıcı”devlet gerek Milli Eğitim, gerekse her düzeyde şu yalan ile milleti kandırdı: “Artık haçlı savaşları tarih sayfalarında kaldı. Çünkü biz de Batılı bir devlet olduk. Batılı Hıristiyan ülkeleri ile artık dostuz. Bir daha din kavgaları yaşanmayacaktır.”
Oysa Batı hiçbir zaman “Haçlı Savaşlarını” bitirmemiştir. Dün Bosna’da, bugün Afganistan, Irak, Suriye ve çeşitli Afrika ülkelerinde olan savaşlar, adı ve bahanesi ne olursa olsun,hep “haçlı savaşlarıdır”.
Acaba Hıristiyanlarneden “Haçlı Savaşlarına”“terörle mücadele”, “demokrasi ve medeniyet götürme” gibi değişik isimler veriyorlar da açıkça adını koymuyorlar?
Sebebi bellidir: O zaman “Batılılaştırılmış”, yani kendi din, kültür ve medeniyetlerinden koparılarak yabancı bir din, kültür ve medeniyet havzasına taşınmış zavallı Müslümanlar uyanır ve “bu din meselesidir” diyerek haçlıların karşılarına dikilir. Bunu elbette istemezler.
Ne ki hakikat sürekli gizli kalmaz. Yaman da olsa büyü bir gün bozulur ve Müslümanlar bu “Batılılaşma” ihanetiyle hesaplaşmaya başlarlar. İşte bu kitap, bu hesaplaşmaya hizmet içindir.